Hayallerine giden yolu yavaş yavaş tırmanırken kimi zaman canını yakan, bacaklarını çizen, ellerini kanatan engeller çıkar önüne. Pes edersen, hayallerinden ne kadar uzaklaşırsa; pes etmez inandığın yolda emin adımlarla ilerler, engellerin canını yakmasına izin verip seni yıldırmasına izin vermezsen hayallerine ulaşırsın.
Bu engeller bazen insanlardır, bazen düşünceler, bazen ise kendin...
İnsanlardır, kıskanırlar...
Düşüncelerdir, peşini bırakmaz; hep acabalar, keşkeler olarak kafanda dolanırlar....
Kendindir, kendi gücünü hiçe saymaktır, kendine inanmamaktır...
Önemli olan her engele meydan okumak değil midir?
Yapabileceğine inanarak, kurduğun o hayal için savaşmak, savaşların en güzeli değil midir?
Bu hayatta her şeyden önemli bir şey varsa o da kişinin kendisidir, bu hayat bana, sana, bizlere verilmiş bir lütuf. En güzel zamanlarını neden hayallerinden mahrum bırakılarak geçiresin!
İstediğin hayali kurmakta özgür değil mi insan? Kurmakta özgür olduğu kadar, yaşamakta da...
Kime ne, sana ne, bana ne, bize ne?
Birine hayallerini sorduğunuz zaman size en uçta bir cevapta verebilir, en basit bir cevapta. Uçta olan bir hayale laf etmek kimsenin haddi değildir, keza basit olana da. Sen sorabilir bir cevap alabilirsin. Beğenmezsin, sevmezsin, istemezsin ama saygı duymakla hükümlüsün!..
Unutmayalım; İnsanın hayatı, insanın hayalidir.
Hayallerinizin son kullanma tarihi yok. Derin bir nefes alın ve yeniden deneyin. Asla vazgeçmeyin.