“Ben Artık Kendimim”
Bir gün uyandım. Ve ilk kez, gerçekten uyandım.
O sabah aynaya baktığımda kırılmış bir kadını değil, kırılmış yerlerinden ışık sızdıran birini gördüm.
Eskiden beni yoran ne varsa—yalan, sahte gülüşler, içi çürümüş cümleler, beni eksik hissettiren insanlar—hepsini kapının önüne koydum.
Ve o kapıyı içten kilitledim. Çünkü ben artık yorulmak istemiyorum. Sırf başkaları rahat etsin diye kendimi daraltmak istemiyorum.
Kimsenin gölgesinde solmak değil niyetim. Ben kendi güneşimde yanmaya razıyım.
Beni “fazla” bulanlara sesleniyorum:
Evet, fazla güldüm.
Fazla inandım.
Fazla sustum.
Ama artık, fazla güçlü olmaya karar verdim.
Korkularım mı? Onlarla kahvemi yudumluyorum artık.
Saklanmak yok.
Kaçmak yok.
Yaralarımla yürümeyi öğrendim.
Ve en önemlisi: Yaralarımı utanmadan göstermeyi. Çünkü güç, bazen sadece “ben buradayım” diyebilmektir.
Ben artık sevilmek için şekil değiştirmem.
Yanımda kalmak isteyen, gerçek haliyle gelsin.
Sahte sözlere, içi boş vaatlere, gözlerinde ışık taşımayan insanlara yer yok artık...
Bu dünyada yerim, kendime verdiğim değerin tam ortasında.
Ve oradan hiç ayrılmaya niyetim yok.
Ben artık kendimim.
Ve bu, yeterince güçlü !