İnsan bazen ne kadar yaş alırsa alsın birçok şeyi aldığı her yeni yaş ile kavrama noktasına geliyor.
Sevmediği, katlanamadığı, hoşlandığı ya da hoşlanmadığı, huzur bulduğu veya huzur bulamadığı her şeyi, herkesi zamanla çok iyi görmeye başlıyor.
Zaman öyle büyük rol oynuyor ki insan hayatında, neyin nasıl ilerlemesi gerektiğini çok iyi biliyor hatta bir kukla misali oynatıyor.
' tamam şimdi zamanı' veya 'bu' dediğimiz her şey aslında bizim görmek ve bilmek istediklerimizden ibaret.
Biz ne görmeyi istiyorsak onu görüp, ne olmasını istiyorsak o şekil davranıyoruz. Peki doğru olan bu mu?
-aslında cevabı hepimiz biliyoruz. Kocaman bir HAYIR !
Bazen bazı şeyleri akışına bırakmak en doğrusu fikrimce. Nedenini sorgulamadan, kafayı yercesine düşünmeden gelişigüzel bir şekilde yaşamak...
Günümüz şartlarına bakarsak evet biraz zor ama imkansız değil. Bazen insanı delirten kafasından geçen yüzlerce, binlerce düşünce. Bunları aşmanın en güzel yolu ise kendine iyi geleni bulabilmek.
Bir iş, bir hobi, bir tatil, yeni bir kitap, bir tuval ile boya...
Elinizi kalbinize götürüp gözünüzü kapattığınızda ilk akla gelen şey kişiye en iyi gelen bence. Ben birçok kez yapıyorum ve evet sonuç her defasında değişiyor, bırakın değişsin. Demek ki o an değişmesi gereken bir şeyler var, size belki bir mesaj var.
velhasılıkelam;
iyi olmak için çabalıyorum her gün, her saat, her an
kimseyi kırmadan, gönül koyulan olmadan
bazen kırılan ve evet bazen kıran
her şeyin geçeceğini bilen bu yüzden güçlü duran
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder