Hayatımın en heyecanlı günlerinden biriydi düello. Bana güvenen ve her daim yanımda olan insanları bir kez daha hissettiğim, heyecanımı yatıştırmak için ellerinden geldiğince çabalayan herkesi gördüğüm unutulamayacak kadar özel bir gündü. Bu yarışma benim eğlenmek ve çocukluğumdan gelen bir hayal olarak başvurduğum bir yarışmaydı. Ama şimdi kameraların arkasında, kuliste, provalarda o kadar çok aile ortamı kurduğumuzu anlatsam eminim kimse inanmaz buna. Ama öyle bir şey ki yeri geliyor heyecanınızı sadece bir merhabayla yatıştıran insanlar çıkıyor karşınıza. Desteğiniz, güveniniz ve güzel sözleriniz için çok teşekkürler. İnşallah bana olan güveninizi boşa çıkarmam. Sevgiyle kalın... :)
25 Aralık 2014 Perşembe
19 Aralık 2014 Cuma
Şimdi sevmek zamanı!
Şimdi unutulmuşları gün yüzüne çıkarma zamanı
Ağarmış her bir saç telinin hesabını sorma zamanı
Geriye bakıp neden diye sorma zamanı
Pişman olduğun her şeyden pişman olduğun için gurur yapma zamanı
Şimdi öyle bir zaman ki,
Canını yakanın canını yakma
Seni mutlu edeni mutlu etme, kime nasıl niye diye düşünme zamanı...
His
Sevmek, sevildiğini hissetmek ve hissettirmek... Söz de kolay olsa da uygulaması zor olan, basit görünüp aslında en zora sokan. Sevmek bence kutsal bir kelime, kime göre, neye göre sevmek peki? Bir kuşu,yaprağı,çiçeği,böceği... Neyi sevmek? Hiçbiri değilse, sadece bir kişiyse sevilen buna ne anlamlar yüklenir öyleyse? Düşünsenize bütün sevdiğiniz şeyler sizinle tek eksik olan hissiyat... Ne demek o diyenler olacaktır elbette. Sevginizi hissettirememek demek istediğim, seversin tabi sev zaten yahu kime ne! Ama seviyorsan hissettireceksin karşındakine. Kuşta olsa, böcekte olsa, çiçekte olsa hissettireceksin o sevgiyi. İki güzel laf edeceksin, her türlü zorluğa göğüs gereceksin, gerekirse seveceksin bir bebek misali... Zor olmasa gerek bunlar, değildir de zaten. Unutma ki önemli olandır hissiyat. Kırılır bazen çoğu insan, hissedemez ya da hissettiremez. Elinde midir bu insanın? Yani hissettiriyorum ama hissetmiyor diyebilir mi delicesine seven? Yakar mı bu sevenin,sevilenin canını... Böyle başlayan sonu devasa sorunlarla ya da masalsı mutluluklarla biten çok sevgiye tanık olanlar vardır. His ile çözülemeyen sorun da yoktur diyebiliriz keza öyle umuyorum...
Varsa sevdiğiniz hissettirin sevginizi, bazen 'keşke' demek için çok geç olabiliyor...
11 Aralık 2014 Perşembe
Neden Niye Niçin ?
Her şeyin başladığı ya da bittiği yerdeyim... Neyim, kimim, neden bu haldeyim ne yorum yapabiliyorum ne de açıklayabiliyorum. Bitsin istiyorum şu durum, neyse sorunlar çözülsün istiyorum. Bakıyorum, ortada bir sorun var mı onu bile bilmiyorum ya da olan sorunları göremiyorum. Çok düşünüyorum, gecelerce uykusuz kalıyorum ne bir çıkar yol ne de başka bir şey mümkün olmuyor. Daha 18'in de bunları yaşamama sebep olan şeyi bir türlü çözemiyorum. İçimi kaplayan, huzurumu ele geçiren, beni huzursuzluğa sürükleyen şu laneti bir türlü yok edemiyorum... Çevremde bulunan ,her daim beni destekleyen, tek bir tebessümüm için uğraşan o insanları istemeden de olsa kırıyorum...
Sadece saatlerce anlamsızca oturmak istiyorum, düşüncek bir şeyler olmadan mesela... Kafamı karıştıracak, üzülecek hiçbir şeyin olmadığı bir yerde saatlerce oturmak... İmdaaat!!!! Kurtarın beni şu tükenmiş halimden....
1 Aralık 2014 Pazartesi
ÇOK MU ?
Uzun zamandır kafam allak bullak, yapacağım yaptığım hiçbir şey tam değil, yerli yerinde değil. İçimi kaplayan garip bir duygu var. Biraz kaygı, biraz hüzün, biraz heyecan biraz da bilemediğim, tarif edemediğim bir takım garip his... Ne yapmam gerekiyor diye sorar oldum herkese, ama nafile... Bir cevap yok, kimseden bir açıklama yok. İnsanlar canımı sıkıyor ya da bazı şeylere aşırıya kaçan tepkiler veriyorum. -tamamen istemsiz. Bir de mahcup,bencil bir duygu var. Ya ben bencil biri miyim? Gerçekten o kadar zoruma giden şeyler oluyor ki sadece bir 'peki' ye sığdırdığım o kadar çok şey oluyor ki artık ne sahte bir gülümsemem kaldı ne de insanlara katlanacak sabrım... Hani ne bileyim olaylar beni bu denli etkilemese belki de olmaz böyle şeyler lakin bu çok zor... Ağzı olan konuşuyor, tanımak zorunda değiller konuşmak için, tanımadıkları insanlar hakkında atıp tutabiliyorlar. Sonuç? Üzülen ben ve yakınlarım... Bir amacı olmalı insanın birinin arkasından atıp tutması için ya da bir kıskançlığı dillendiremediği içten içe yaşadığı. Sebebi ne olursa olsun hiçbir insanoğlu arkasından böyle konuşulmayı hak etmiyor. O kadar tuhaf hissetmeme neden olan herkes dilerim daha farklı duygularla benim hissettiklerimi hissederler. Ben kendimi bile çözememişken, tanımadıkları halde konuşanlar gerçekten takdir edilmelik kişiler... Mağlum bu büyük bir yetenek! Tek istediğim birkaç insan ve sakin bir yaşam. Sorunsuz, kavgasız, huzurlu. Hepsi bu!
Çok mu ?..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
“Ben Artık Kendimim” Bir gün uyandım. Ve ilk kez, gerçekten uyandım. O sabah aynaya baktığımda kırılmış bir kadını değil, kırılmış yerlerind...
-
Daha önce ele aldığım bir konuydu bu trans bir birey'in hikayesi. Ülke olarak belki biraz ders almışızdır diye düşünürken acı ...
-
Merhabalar, biliyorum hepiniz şaşkınsınız ve mesajlarınıza birer cevap bekliyorsunuz. O kadar çok mesaj ve tweet var ki inanın yetişemi...
-
18 yıllık hayatımda en çok istediğim şeye hatta şeylere ulaşmama birkaç adımın kalması başıma gelen en güzel şey ! Önce baba gibi iste...